Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir diyen Tolstoy’dan aldığımız coşkuyla Orta Avrupa’yı keşfetmeye hazır mısınız? Çok tercih edilen Orta Avrupa gezi rotalarını aslında herkes bilir. Biz de kendimize göre dört ülke dört başkent formatında Budapeşte – Viyana – Prag – Berlin rotamızı belirledik. Tek tek yazılarımı sizinle paylaşmadan önce bu rota bize eşsiz Barok mimarisi, zarif köprüler, katedraller, bol bol Arnavut kaldırımlı sokaklar ve elbette eğlence vadediyordu. Çok daha fazlasını deneyimledik diyebilirim.
Budapeşte ile merhaba diyerek başlayalım:
Öncelikle Hap Bilgilerle Budapeşte;
- Budapeşte Macaristan’ın başkenti.
- Para birimi Hungarian Froint kısaca HUF
- İstanbul-Budapeşte arasındaki saat farkı 2, Türkiye’den 2 saat geride
- Kış ayları ortalama sıcaklık 5-6 °C. Yaz ortalaması ise 18-19 °C
- İstanbul’dan uçuş süresi yaklaşık 2 saat 10 dakika
- Budapeşte havaalanından 100E numaralı otobüsle 20 dakika kadar kısa sürede şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Otobüs bilet ücreti 1 kişi için yaklaşık 350 HUF=1€. Bu yüzden havaalanından para birimi değişimi yapabilirsiniz. Tahmin edersiniz ki havaalanında şehir merkezine göre daha düşük kurdan çevrim yapılıyor
- Şehir genel olarak ucuz. Fakat bol sıfırlı para birimi kafanızı biraz karıştırmıyor değil 🙂
- Tuna Nehri Budapeşte’yi Buda ve Peşte olarak ikiye ayırıyor. Nehrin bir tarafı, Buda Kalesi’nin de olduğu, Buda tarafı. Peşte tarafı ise daha düzlük ve yaşamın, gece hayatının, restoranların, eğlencenin daha çeşitli olduğu bir bölge. Bu yüzden Peşte tarafında konaklamanızı tavsiye ederim. Biz Budapeşte’de 2 gece kaldık. 2-3 gecelik konaklama yeterli olacaktır
- Şehir içi ulaşım gayet kolay ve çeşitli alternatifler var. Genel olarak her yere yürümeyi tercih ettik. Özellikle Peşte tarafında birçok nokta yürüyüş mesafesinde
Budapeşte Ferenc Liszt Uluslararası Havaalanı’na indiğinizde şaşırabilirsiniz. Çünkü gayet mütevazı bir havaalanı. Pasaport işlemlerinizi fazla sıra beklemeden tamamlayıp şehre giriş yapabilirsiniz. Macarların turizme verdiği önemden dolayı hemen her yerde “Tourist Info“ noktaları mevcut. Bizim gibi fazla araştırma yapmadan keşfetmeyi sevenler için oldukça faydalı bilgiler alıyorsunuz. Ayrıca şehir içerisinde gezerken yararlandığımız maps.me telefon uygulaması da elimiz ayağımız oldu.
Budapeşte Gezilecek Yerler;
- Buda Kalesi
- Parlamento Binası
- Zincir Köprü
- Aziz Stefan Bazilikası
- Kahramanlar Meydanı
- Balıkçı Tabyası
- Fashion Street
- Tuna Kıyısındaki Ayakkabılar
- Terör Evi Müzesi
- Gellért Hill
- Andrássy út Caddesi
Budapeşte’de Konaklama;
Tüm seyahatimiz boyunca konaklama olarak tercihimiz hosteller oldu. Hosteller bana her zaman tabiki öncelikle daha hesaplı 🙂 ve daha samimi geliyor. Zaten neredeyse tüm vaktimizi gezmeye harcadığımızdan sadece gece uyumak için fazla para ödemeye gerek yok diye düşünüyorum. Diğer taraftan da bizler gibi diğer gezginlerin bu tesisleri kullanmaları bilgi paylaşımı için harika bir hazine oluyor. Genel olarak şehrin tam merkezinde olmaları da ulaşım açısından en büyük avantaj.
Budapeşte’de de konumundan dolayı tercih ettiğimiz hosteli buradan inceleyebilirsiniz.
Kolayca ulaşım sağlanabilen çok daha fazla otel ve hostel seçeneklerine buradan ulaşabilirsiniz.
Abi ben öğrenci kafasıyla gezicem, sokaklara karışıp yerel halk nasıl yaşıyor gözlemlemek istiyorum diyenleri duyar gibiyim:) Biz de bu modda olduğumuz için hostelimize eşyalarımızı bıraktığımız gibi günlük ortalama 20 km yürüyerek şehri karış karış adımlamaya başladık.
Budapeşte’de ilk yapmanız gereken şey kesinlikle Zincir Köprü üzerinden gündüz ve gece Tuna Nehri’ni yürüyerek geçmek. Gündüz Parlamento Binası ve Buda Kalesi başta olmak üzere çok keyifli bir manzara sizi bekliyor. Gece ise Tuna Nehri boyunca sahil şeridinde tümüyle sarı ışık aydınlatılması yapıldığından apayrı bir atmosferle karşı karşıya kalıyorsunuz. Hatta sizde Queen müzik grubunun solisti Freddie Mercury gibi Tuna Nehri’nde bir tekne gezisiyle keşif yapıp muhteşem Budapeşte Parlamento binasını satın almak isteyebilirsiniz 🙂
Budapeşte’de İlk Gün;
Budapeşte’de iki günümüz olduğu için ilk gün Peşte tarafına ağırlık vererek dolaşmayı tercih ettik. Zincir Köprü’nün ardından Parlemento Binası’na geçerken karşımıza Nazi askerleri tarafından öldürülen Budapeşteli Yahudiler’i sembolize eden Tuna Kıyısındaki Ayakkabılar heykelleri çıkıyor. Buradan hemen sahilden içeri girerek Parlemento Binası’na ulaşıyoruz. Parlemento Binası çevresindeki yeşilliklerde vakit geçirebilir meydana çıkan sokaklardaki kafelerde kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Budapeşte sokakları kış ayalarında genel olarak sakin. Fakat gece hayatının aktif olduğu yerler tıklım tıklım diyebiliriz. Eğer yaz ayında yapılan Sziget Festivali zamanında şehre gelirseniz çok daha fazla turist ve eğlenceyle karşılaşacağınız kesin.
Budapeşte’de en çok merak ettiğimiz mekan olarak Kazinczy Street üzerinde bulunan Szimpla Kert’i söyleyebilirim. Szimpla Kert tam anlamıyla bir harabe bar konseptinde. İçerisinde birçok zevke hitap eden bar mevcut. Budapeşte’deki çoğu restoran ve bar Szimpla Kert gibi ya underground konseptinde ya da pasajların içinde yer alıyor. Yine aynı sokak üzerinde Street Food, gece acıkanlar için aperatif yiyecekler barındıran turistlerin ilgi odağında bir mekan diyebiliriz. Burada Macarların geleneksel yemeği Gulaşı 3000 HUF (yaklaşık 10€) karşılığında deneyimleyebilirsiniz.
2. Gün;
Budapeşte’deki ikinci günümüzde Andrássy út Caddesi üzerinden Kahramanlar Meydanına gitmeye karar veriyoruz. Andrássy út Caddesini, geniş oluşu ve mağazalar bulunması nedeniyle “Budapeşte’nin Şanzelize‘si“ olarak tanımlayabiliriz. Trafiğin vızır vızır işlemesine rağmen bu cadde de yürürken keyif almamak elde değil. Cadde üzerinde mağazaların dışında Opera Binası ve Terör Evi Müzesi gibi kültürel mekânlar da bulunuyor.
Andrássy út Caddesi ndeki yürüyüşümüz Kahramanlar Meydanına çıkartıyor bizi. Bu geniş ve ferah meydanda, kronolojik sırayla iki grup halinde Macar krallarını temsil eden heykelleri inceleme fırsatı buluyoruz. Asyalı turistlerden fırsat buldukça bu devasa meydandan fotoğraflarımızı çekip ayrılıyoruz.
Şimdiki hedefimiz Buda Kalesi olduğu için Tuna Nehri’nin karşısına geçiyoruz. Kaleye turistler için düzenlenen otobüs turlarıyla ya da füniküler aracılığıyla rahatlıkla çıkabilirsiniz. Yürüyerek çıkmak isteyenlere bol merdivenli bir çıkışta yok değil. Biz kaleye Balıkçı Tabyası tarafından çıkmayı tercih ettik. Balıkçı Tabyası Neo-Gotik tarzını yansıtan mimarisiyle tam bir seyir bölgesi. Tuna nehriyle birlikte Budapeşte’yi ayaklarınızın altında hissediyorsunuz.
Aynı tepe hizasında devam ederek Buda Kalesi’ni fethe geçiyoruz. Kalenin gerçekten büyük alanı içerisinde kiliseler ve kamu binalarını bulabilirsiniz. Avlularından Zincir Köprü ve Parlamento Binası manzaraları eşsiz güzellikte olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Hava kararmadan önce kalenin taş merdivenlerinden Arnavut kaldırımlı sokaklara tekrar iniyoruz. Budapeşte’ye veda etmeden önce Zincir Köprü ’de tanıştığımız İngiliz turistlerin tavsiyesi üzerine unuttuğumuz Budapeşte’nin en büyük kilisesi Aziz Stefan Bazilikası’na gidiyoruz. Macaristan’ın 9.5 tonluk en büyük kilise çanının sokaklarda yankılanması ile bazilikanın içerisi gibi dışarısı da bizi etkiliyor. Budapeşte sokaklarında ufak ufak kaybolmaların ardından Fashion Street’e doğru ilerliyoruz. Ünlü mağazaların ve restoranların olduğu hareketli bir cadde. Alışveriş yapmadan olmaz diyenler burada aradıkları markaları bulabilirler.
Budapeşte’deki son gecemizin ardından yeni bir ülke yeni bir macera diyerek sabah Viyana’ya doğru yola çıkıyoruz. Viyana gezi yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
Dipnot: Aslında planlarımız arasında Budapeşte’den iki saat uzaklıktaki Slovakya’nın başkenti Bratislava’ya geçmek vardı. Ama sonrasında rotamızı değiştirmek durumunda kaldık. Bu bölgeleri ziyaret edecek takipçilerimiz Bratislava’yı rotanıza ekleyebilirsiniz.