Hani her ortamda biri vardır ya çeşitli zamanlarda “abi bi haftasonu Antep’e mi gitsek?” diyen o boğazına düşkün. İşte ben de genel olarak o boğazına düşkünlerden biriyimdir. 🙂 Ceren‘in de hadi demesiyle biz de geçtiğimiz haftasonu kendimizi tam bir Gaziantep Gezisi içinde buluverdik.
Az sonra okuyacaklarınız size, o kısacık haftasonunuzu nasıl keyif ve lezzet dolu hale getirebileceğinizi anlatıyor olacak. Hem de en tatlısından 🙂 Gelin adım adım bol lezzetli bir Gaziantep turu nasıl yapılır ona bakalım 😉
Öncelikle Gaziantep Gezilecek Yerler ;
- Zeugma Müzesi
- Bakırcılar Çarşısı ve Çevresi
- Zincirli Bedesten
- Almacı Pazarı
- Gaziantep Kalesi
- Bayazhan
- Gümrük Han
- Tütün Hanı
Şimdi de Gaziantep Ne Yenir ? 🙂
- Küşlemeci Hüseyin Usta
- Kebapçı Halil Usta
- Katmerci Zekeriya Usta
- İmam Çağdaş
- Koçak Baklava
- Tahmis Kahvesi
- Kahveci Seddar Bey
Gaziantep’e THY günde karşılıklı 6 sefer yapıyor. Bu da bizim gibi gurme gezisi yapmak isteyenler için büyük bir avantaj ve planlama kolaylığı sunuyor. Biz sabah 6 uçağıyla gittik. 7:40 ta Gaziantep’e varınca da harika bir katmer ve Beyranlı kahvaltıya yetişebiliyorsunuz 🙂
Gaziantep gezilecek yerler genel olarak şehir merkezinde kalenin dibinde olsa da bazı yerlerin mesafeleri biraz uzak. Bu nedenle havalimanından araba kiralamanızı öneririm. Şehir içinde Havaş, taksi falan derken aşağı yukarı aynı hesaba geliyor. Biz arabayı Garenta’dan kiraladık ve çok memnun kaldık. İnternetten ödeme yaparsanız da epey iyi fiyatlar çıkıyor. Link için Buraya tıklayabilirsiniz.
Gaziantep Havalimanı şehre yaklaşık 15km. Araba ile 20dk da şehir merkezine ulaşabiliyorsunuz. Biz sabah saat 8 gibi havalimanından çıktık ve kahvaltı için ilk durağımız olan Küşlemeci Hüseyin Usta‘ya doğru yola koyulduk. Gerek okuduklarımız gerekse Antep’li arkadaşlardan edindiğimiz bilgiye göre yöresel Antep kahvaltısı için en iyi adres burasıymış. Özellikle pazar günleri oturacak yer bulmak güç oluyormuş. Bizim gittiğimizde cumartesiydi ve sabah erken olduğu için 7-8 masa vardı.
Hüseyin Usta’da tıka basa doyduktan sonra artık kalacağımız otele eşyalarımızı bırakmak için yola çıktık. Eski çarşıların tam ortasında Şirehan Otel‘de kaldık. Bu oteli de özellikle tavsiye ediyorum. 1885 te yapılan Şirehan’ın tarihi dokusunu hiç bozmadan otele çevirmişler. Kendinizi gerçekten o devirlerde bir handa konaklayan seyyah gibi hissediyorsunuz bu otelde. Kocaman tahta kapıları, bombeli tavanları ve dokusuyla tecrübe etmeye değer. Otelin fiyat ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.
Eşyaları bıraktığımız gibi hemen Zeugma Mozaik Müzesi‘ne yola çıktık. Bu müze Dünya’nın en büyük mozaik eserler müzesi olarak geçiyor ve muhakkak görülmeli. Biz ki hiç müze gezmeyen gezginler olarak Zeugma’dan çok etkilendik. Müzeye 10 TL karşılığında girebilirsiniz. Müze kart ta geçerli. Girişinde 5 TL daha ödeyerek 15dk süren 3D film gösterimi yapıyorlar ki müzeyi gezmeye başlamadan gayet faydalı oluyor.
Bu kadar kültürün ardından asıl gezi nedenimiz olan gurme kültürüne hızlı bir geri dönüş yapıyor ve meşhur Kebapçı Halil Usta‘ya gidiyoruz. Halil Usta‘nın dükkanı Zeugma Müzesinin hemen 1-2 arka sokağında arasanız zor bulabileceğiniz bir ara sokakta yer alıyor. Sokağa döndüğünüz andaki kalabalıktan da yok artık dedirtmiyor değil hani 🙂
Bu mekan gerçekten çok popüler ve dopdolu. Sabah uçakta beraber geldiğimiz kişilerin yarısını burada bir daha gördük 🙂 Küşlemesi gerçekten çok başarılıydı. Kişibaşı ortalama 30 TL gibi bir rakama fena doyuyor ve kalkabiliyorsunuz. Detayları restoran yazımda yazacağım.
Karnımızı da doyurduktan sonra artık eski şehir merkezine dönüyoruz. Arabamızı park edip başlıyoruz sokaklarda yürümeye. Yukarıda yazdığım Hanlar ve çarşıların neredeyse tamamı kalenin hemen altındaki bölgede ve bir arada. Sokaklarda ve çarşılarda peşi sıra yürüyerek gezebiliyorsunuz.
Zincirli Bedesten‘den hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Almacı Pazarı’nda baharatların ve pestil gibi şekerlemelerin bin çeşidini bulabilir ve ya tadabilirsiniz. Bu arada ilk Güllüoğlu Baklavacısı da burada. Ben daha önce gittiğimde eski haliyle duruyordu. Şimdi tadilata almışlar ama onu da ziyaret edebilirsiniz. Bakırcılar Çarşısı‘nda ise bakır eşyaların elle yapımını izleyebilir ve bunları satın alabilirsiniz. Bu arada yorulursanız Tütün Hanı‘nda çay ve nargile içerek otantik bir mola da verebilirsiniz.
Tüm bu çarşıları gezdikten sonra bir kahve molası verelim istedik ve yaklaşık 400 yıllık Tahmis Kahvesi‘ne gittik. Bu kahve Gaziantep’in simgelerinden biri. İçeride hala odun sobası yanıyor ve kararmış tavanlarıyla dimdik ayakta. Bu kahvenin meşhur içeceği Menengiç Kahvesi. Siz de Tahmis’te bir Menengiç içmeden geri dönmeyin derim.
Kahvemizi içtikten sonra yeni durak Gaziantep Kalesi. Şehrin tüm manzarasına hakim bir tepede yer alıyor Kale. Kalenin içi tadilatta olduğu için içeride gezinmeye müsade etmediler ama kalenin girişindeki Kurtuluş Savaşındaki Antep Savunması müzesini görmenizi tavsiye ederim. Gerçi yapılan heykeller biraz ürkütücü olmuş ama tüm savunma destanını yansıtmayı başarmışlar.
Uzun bir günün ardından 1 saatlik dinlenme için otele dönüyoruz ve akşam yemeğinde İmam Çağdaş‘a kendimizi kurmaya başlıyoruz. Malum Gaziantep deyince neredeyse herkesin ilk aklına gelen İmam Çağdaş. Bu mekan kendini nasıl bu kadar popüler yapmış bilinmez ama gerçekten çok başarılı. Benim favorim Alinazik ve lahmacun. Siz de Antep’e gidip buraya uğramadan dönmeyin derim.
Akşam yemeğini yiyip kahve içmeye tekrar Tahmis’e gittik ve dostlarla uzun bir sohbet yaptık. Harika ve bol lezzetli günün sonunda uyku vakti 🙂
Pazar sabahı otelde ufak atıştırmadan sonra ilk hedef meşhur Katmerci Zekeriya Usta. Gaziantep’te sabah kahvaltılarında insanlar bu katmeri yiyorlar. Bizim bildiğimizin aksine az tatlı, kaymaklı ve antep fıstıklı katmer ve sütle bir kahvaltı. Yani domates peynirin yerine geçer mi bilmem ama fena bir seçim değil. Lezzet ise mükemmeldi gerçekten.
Katmerin ardından dönüş uçağından önce son durak Kahveci Seddar Bey. Bu meşhur kahve Gümrük Han’ın avlusunda yer alıyor. Seddar Bey‘in çift lezzetli kahvesi Dünya’da tescilliymiş. Dibek kahvesinden yapıyor ve gerçekten bu zamana kadar içtiğim en lezzetli Türk Kahvesi diyebilirim. Detayları yemek mekan yazısında yazacağım.
Havalimanından önce son durak Koçak Baklava. Gaziantep’i görenlerin arasında bitmeyen bir tartışmadır bu Baklava için Koçak, İmam Çağdaş ve Güllüoğlu. Hangisi güzel? İşte bu flaş sorunun cevabını veriyorum 🙂 Koçak ve İmam Çağdaş. 2 si de bence harika ötesi. Ayıramadım birbirlerinden diyebilirim.
2 günlük dolu dolu Gaziantep turu ndan sonra artık havalimanındayız. Daha gezilecek yerler vardı ama artık birdahaki sefere:) Gerçekten bir gurme turunun hakkını verdiğimizi düşünüyorum 🙂 Neredeyse meşhur olan her şeyi yedik ve tattık. Bunun yanında harika bir kültürel tur oldu bu gezi. Gaziantep’i merak eden herkese biran önce gitmelerini tavsiye ediyoruz.
Şimdiden iyi gezmeler..
Selamlar.
Harika bir yazı olmuş,gaziantep gezimde rehber olarak faydalanacağım..
Teşekkür ederiz Ömer Bey..
Gaziantep’e gidip de yolunuz buraya düşmeden sakın ayrılmayın.Sucuk,ev yapımı salça,baharatlar,pestil vb. akılınıza gelebilecek her şeyi bulabileceğiniz tek yer Elmacı Pazarı’ndaki Efendioğlu.Mutlaka uğrayın,emin olun eliniz boş dönmeyeceksiniz.Üstelik personeli o kadar sıcak ve ilgili ki memnuniyetiniz katlanarak artacak.
Artık birdahaki sefere 😉
özellikle gaziantep tatlısını çok merak ediyorum