Tekrar merhaba,
Kaldığımız yerden devam edelim..
Ne demiştik ? Bombay’da sistem düzensizlik üzerine kurulmuş. Yani bir nevi düzensizlik orada düzen haline gelmiş. İnsanların yaşayış biçimlerinden de bu açıkça görülebiliyor. Evler, yollar, sokaklar, herşey ve herşey düzensiz bu şehirde. Mesela trafikteki tüm arabalar yerli yersiz korna çalıyor 😀 komik bir şekilde durmadan bir gürültü var.
Hatta birçoğunda dikiz aynası yok ve arkalarında “Horn Please – Lütfen korna çalın!” yazısı var.
Daha önce de belirttiğim gibi Bombay’da toplu taşıma aşırı ucuz. Ortalama 2-3 Rupee’ye otobüse, trene binebilirsiniz ama binerseniz 🙂
Benim size tavsiyem Rikşa denen 3 tekerlekli taksileri kullanmanız. Bunlar gayet uygun. Colaba bölgesi hariç, Colaba bölgesine bir otoyol köprü ile geçiliyor bu noktadan sonra Rikşaların geçmesi yasak, tüm şehirde bu Rikşaları kullanarak gezebilirsiniz. Onun haricinde bir tık daha pahalı olan normal taksileri kullanabilirsiniz. Kullanabilirsiniz diyorum ama aslına bakarsanız Bombay Dünya’da trafiğin en yoğun olduğu şehirler arasında. Hatta bir İstanbul diyebiliriz. Bu nedenle kısa mesafelerde yürüyüşler size avantaj sağlayacaktır.
Bu şehrin her yeri aslında gezilecek ve görülecek yerler. Sıradan yerler bile size o kadar ilginç görünecek ki özel bir yer aramaya gerek duymayacaksınız. Bambaşka yaşamlardan kesitlerle karşılaşacaksınız.
Tabi Bombay’da olmazsa olmaz görülecek yerler dersek te;
- Dhobi ghat – Çamaşırhane
- Gateway of India
- The Taj Hotel
- Bollywood
- Slums
- Victoria Terminus
Dhobi Ghat’tan başlayalım. Bu bölge Dünya’nın en büyük çamaşırhanesi olarak geçiyor. Yaklaşık 10.000 insanın yaşadığı bölgede Bombay’daki neredeyse tüm çamaşırlar yıkanıyor. Daha önce de bahsetmiştim, bu şehirde en ucuz şey insan gücü, e insan kalabalığı da eklenince teknolojinin yerini insanlar alıyor. Şehirdeki oteller, tekstil fabrikaları gibi tüm toplu yıkamalar bu bölgede insanlar tarafından ortaçağ yöntemleriyle elde yıkanıyor.
Hani sorsak hangi yıldayız diye, 2014 demeleri için hiçbir nedenleri yok gerçekten.
Burası hastane çamaşırlarının yıkandığı rehberin deyişiyle Hijyenik..! bölüm..
Ne o? Kömürlü ütü mü yoksa???
Buradan sonra şehrin biraz daha elle tutulur yerleri olan Coliba bölgesine geçiyoruz. Bu bölge genel olarak İngiliz sömürgesi oldukları dönemden kalma bir bölge. Binalar, yapılaşma tamamen İngilizlerin izlerini taşıyor. Şehrin diğer yanlarına göre daha derli toplu. Ama yine de turistik mağazalar, restoranlar ve kafeler hayal etmeyin. Biraz daha iyi dedim sadece 😀
Bombay’ın meşhur simgesi olan Gateway of India bu bölgede yer alıyor. Hemen karşısında da tüm ihtişamıyla duran The Taj Hotel. Bu otelin geçmişininde maalesef geçmiş yıllarda yaşanan üzücü terörist saldırı yer alıyor. Burada uzunca bahsetmek istemiyorum ama google’dan aratabilirsiniz.
Bu abimiz de tenekeden dürbün yapmış onu satmaya çalışıyor.. Gel de gülme.. 🙂
Victoria Terminum binasının 1700 lerde İngiltere Kraliçesi Victoria’nın yaklaşık 10 yıl yaşadığı sarayı olduğunu ilettiler. Gerçekten tüm görkemiyle Bombay’ın simge binalarından biri olarak duruyor orada. Bu bina şu aralar bünyesinde merkez tren istasyonunu barındırıyor.
Tren istasyonu deyince akla hemen o meşhur hint trenlerinin dolaşan fotoğrafları geliyor akla. İşte aynen öyle gerçekten. Gerçi bu şehrin tamamı o trenlerdeki gibi üst üste yaşıyor ama 😀 Halk Hindistan’da fakirlikten ötürü ucuz olan bu trenlere yöneliyor. Yer yer 1 haftalık uzun yolculukları gerçekten çok ilkel koşullarda yapmak zorunda kalıyorlar. Sınıf farkları da cabası..
Şimdilik bu kadar diyelim.. Gerisi Vol.3 e..
Diğer Hindistan yazılarım için Buraya tıklayın..
Selamlar..
One comment
Pingback: Seyahate Teşvik Eden 10 Etkileyici Film - Dünya Büyük