Merhaba,
Gelelim Bombay’da hayat yazılarımıza;
Türk Hava Yolları’nın direk uçuşu olan Bombay’a yol almak için 19:35 uçağında yerimi aldım.
İstanbul’dan Hindistan’a yolculuk yaklaşık 7 saat sürüyor. Rotada geniş gövdeli A330 veya B777 tipi uçaklar kullanıldığından yolculuğunuz bir nebze de olsa daha konforlu geçiyor. Uçaktaki menülerden bile “welcome to India” konseptine geçtiğinizi anlayabiliyorsunuz. İlk duyduğunuz şey “weg or non-weg” ve bu Hindistan’da geçireceğiniz günlerde en çok duyacağınız soruların başında gelecek.
Yaklaşık 7 saat sonra Bombay Chhatrapati Shivaji havalimanına iniyorsunuz. Çok yeni ve büyük bir havalimanı sizi karşılıyor. Gümrüğe ulaşmanız bile yaklaşık 10 dk lık bir yürüyüş yapmanız anlamına geliyor.
Hindistan gümrüğü bu anlamda biraz sıkıntılı bir gümrük. Pasaport kontrolünün ardından 1 adam da pasaportunuz kontrol edildi mi diye tekrar kontrol yapıyor. Ama bu duruma şaşırmayın ki tüm Bombay’da bu tip gereksiz işler yapan insanlar göreceksiniz.
Malum Hindistan nüfusu 1 milyarın üzerinde. Devlet te kişilere istihdam yaratabilmek için bu tip gereksiz işler uydurmuş. ( Asansör düğmesi basıcı vb. gibi ) Mesela köprü girişinde 3 er kişi çalışıyor. Bir kişi gişe dışında arabadan para alıp içeri uzatıyor, biri içeride kasada para fiş işini yapıyor, bir kişi de kasadakinin arkasında dikilerek doğru mu yapıyor diye kontrol ediyor. Alın size istihdam. 🙂
Diğer ülkelere nazaran burada havalimanı çıkışında neredeyse herkesin valizini xray’den geçiriyorlar. Bu nedenle yasak bir malzemeniz varsa yanınızda, fazla duty free alışverişi gibi tespit edilme riskiniz yüksek. Dikkat ediniz..!
Havalimanından kalacağınız otele taksi kullanarak gidebilirsiniz. Zira burada toplu taşıma aşırı ucuz ve aşırı kalabalık pek tavsiye etmiyorum. 🙂 Taksi ücretleri de öyle yüksek sayılmaz.
Bombay’da kalacağınız otel çok önemli, genel olarak yabancıların tercihi hijyen ve güvenlik nedeniyle ünlü zincir oteller oluyor ki şehirde harcayacağınız en yüksek kalem otel olacak, epey pahalı.
Ben Trident Bandra Kurla otelinde kaldım. Şehrin turistik bölgesi olan Colaba bölgesine biraz uzak olsa da otel olarak gerçekten harikaydı. Gerçi bu şehirde turistik bölge kavramı tamamen sizin beklentinize göre değişen bir kavram. Bombay’a turist olarak gitmek İngiliz Koloni döneminden kalan şatafatlı binaları mı görmek? Yoksa Slam denen halkın asıl yaşam alanlarını mı? Ona artık siz karar verin. Bence Bombay’ın en etkileyici yanı, sokaklarda gezip “bu insanlar bu halde nasıl yaşıyor arkadaş?“ sorusuna yanıt aramaktan geçiyor.
Malum, iş için gitmiştim fakat işin bir parçası olarak ve boş her anda kendimi saçma sapan sokaklara attım. Atmaz olaydım 🙂 . Beklediğimin çok üzerinde bir sefalet ve rezil bir yaşam tarzıyla karşılaştım. Slumdog Millionaire filmini izleyin ve orada gördüğünüz rezilliği 3 le çarpın. Belki ne demek istediğimi daha net anlatabilirim 🙂
Bombay 2. yazımı Buraya tıklayarak okuyabilirsiniz..
Selamlar..
Melih BİLDİREN